Let it be Art The Art of Transformation

Home page

Contact

Create Acting Teachers of America The Soul of the American Actor newspaper
CELEBRATING ITS 20TH YEAR!
25 COUNTRIES!  20 STATES!
RONALD RAND starring as HAROLD CLURMAN
in RONALD RAND’s acclaimed Solo Performance Play 

   

Synopsis Translations

en Français

LET IT BE ART !
La vie de passion de Harold Clurman

par Ronald Rand

LET IT BE ART ! est l'histoire inspirante de Harold Clurman et de sa passion sans limite pour vivre sa vie pleinement et de transformer le visage du théâtre américain.

Le jeu commence dans l'appartement de Harold Clurman à New York City dans une après-midi, au début du printemps 1980, après avoir assisté à une représentation de "Conte d'hiver", à l’Académie de Brooklyn de la Musique théâtrale (BAM).

Il est surpris d’y trouver encore trois de ses élèves (dont  l’un est son assistant), et les emmène dans un voyage fascinant de sa vie, de ses convictions passionnées sur la vie et l'humanité, et du récit de la création de la plus grande compagnie américaine du théâtre, The Group Theatre. Il partage ses premières expériences à Paris et à la Sorbonne. Nous assistons avec lui à «une émeute théâtre» quand les Ballets Russes se réalisent à Paris, et regardons Isadora Duncan danser.

Il rencontre et forme une amitié de longue durée avec le directeur et l’enseignant, Lee Strasberg et fait naitre la création du Group Theatre, fondé par lui-même, Lee Strasberg et Cheryl Crawford. Nous sommes témoins de la parole ardente de Clurman pour les jeunes acteurs. Il nous emmène à Paris et fait revivre le moment quand Stella Adler rencontre Constantin Stanislavski, la «célèbre» confrontation entre Stella et Lee Strasberg, et pourquoi leurs deux techniques de joue de rôle sont différentes.

Clurman nous entraine ensuite au théâtre avec Jacqueline Kennedy Onassis, et partage ses idées sur la façon de continuer à évoluer en tant qu'être humain, d’avancer et de s'épanouir avec humour, joie, et passion.

 

en Español

LET IT BE ARTE!
La vida de pasión de Harold Clurman
por Ronald rand

LET IT BE ARTE! Es la historia inspirado de Harold Clurman y de su pasión sin límite para vivir su vida plenamente y de transformar el rostro del teatro estadounidense. El juego comenzará en el piso de Harold Clurman en Nueva York City en una tarde, en la primavera de 1980, después de haber asistido a una representación de "Conte de invierno", en la Academia de brooklyn de la música teatral (BAM).

Se sorprende de encontrar aún tres de sus alumnos (uno de ellos es su asistente), y los salta en un viaje fascinante de su vida, de sus convicciones Apasionadas sobre la vida y la humanidad, y del relato de la creación de la mayor compañía estadounidense del teatro, The Group Theatre. comparte sus primeras experiencias a París y en la sorbona. Vemos con él a una Revuelta teatro» cuando el Ballet rusos se realizan a París, y miramos Isidora Duncan bailar.

Tropieza y forma una amistad de larga duración con el Director y el profesor, Lee Strasberg y generado la creación del Group Theatre, basado por sí mismo, Lee Strasberg y Cheryl Crawford. Somos testigos de la palabra ardiente de Clurman para los jóvenes agentes. Nos lleva a París y hace revivir el momento cuando Stella Adler encuentro constantin Stanislavsky, la célebre confrontación entre Stella y Lee Strasberg, y por qué sus dos técnicas de papel son diferentes.

Clurman nos lleva consigo posteriormente al teatro de operaciones con jacqueline Kennedy onassis y comparte sus ideas sobre la manera de seguir evolucionar como ser humano, de avanzar y desarrollarse con humor, alegría, y pasión.

 

Türkçe olarak

Birak Sanat Olsun! Harold Clurman'in Yaşam Tutkusu

Birak Sanat Olsun! Amerikan Tiyatrosu’nun çehresini değiştiren ve hayati dolu yaşamanin sinirsiz tutkusunu taşiyan bir kişinin etkileyici öyküsüdür.

Oyun 1980 yilinda Harold Clurman’ın New York’taki apartman dairesinde geçer. Bahar ayılarının ilk günleri, bir öğleden sonra Clurman, Brooklyn Müzik-Tiyatro Akademisinde izlediği Shakespeare’in “Kiş Masali” oyunundan çikmiştir. Üç öğrencisiyle karşilaşir (biri asistanidir). Bu karşilaşmadan duyduğu sevinç ve heyecanla sohbete başlar ve onlar insanlik, tiyatro, hayat ve kendi yaşamina ilişkin sürükleyici bir yolculuğa çikarir.

Öyküsüne, New York’un doğusundaki çocukluk anılarını anlatarak başlar (1901 yılı doğumludur). Sonra Jacob Adler’le karşilaşırız (dönemin en önemli yiddish aktörüdür ve Clurman’ın üzerinde büyük etkisi vardir) 5 yaşında Jacob Adler’i izlemeye gider ve çok etkilenir. Columbia Üniversitesinden mezun olduktan sonra Paris’e gitmek için babasını ikna eder. Sorbornne’da eğitimine devam eder. Paris’te kuzeni Aaron Copland (sonraki yillarda Amerika’nın en önemli bestecisi olacaktır)ile aynı evi paylaşır. Clurman bize Paris’te, Shakespeare & Co. adlı kitapçıda okuyarak geçirdiği zamanlardan ve Ernest Hemingway, James Joyce, Ezra Pound gibi isimlerle karşılaşmasından bahseder. Ballet Ruse ‘da sürrealist ressam Max Ernst’ün boyadığı dekordan dolayi tiyatroda çikan “ayaklanmayi” anlatır. Bir yandan “ebedi kent” Paris’in büyüsünü tarif eder, bir yandan da Isadora Duncan’ı son gösterisinde dans ederken görmüş olma onurunu dile getirir.

Amerika’ya dönünce, Eugene O’Neill ve Edmond Jones’la çalışan devrimci “Provincetown Players” tiyatrosuna katılır. Bugün çok ünlü olan “Seven Americans” adlı sergiye katılır, burada Georgia O’Keefe’nin çalışmalarından çok etkilenir ve ünlü fotoğraf sanatçısı Alfred Stieglitz ile dostluk kurar. Daha sonra 1930’ların en önemli oluşumu olarak bilinen Theatre Guild’e katılır. Burada ünlü yönetmen ve oyunculuk hocasi Lee Strasberg ile tanışır. Lee Strasberg ve Cheryl Crawford’la birlikte “The Group Theatre”ı kurarlar. Böylece, Amerika’da ilk kez bir tiyatro grubu oyunculuk sanatını birlikte öğrenip bir yandan da yeni oyunlar üzerinde çalışmaya başlar.

Bu arada Clurman’in genç oyuncularla gerçekleştirdiği ilk ateşli konuşmaya şahit oluruz. Büyük bir coşkuyla oyunculara, bu yeni tiyatronun neden Amerika’daki diğer tiyatrolardan çok farklı olacağını ve bunun, şu an içinde vaşadıkları dönemde neden bu kadar önemli olduğunu anlatır. Enstrümanları, yani bedenleri üzerinde yapacakları çalışmalardan, bu çalışmalar aracılığıyla gerçek sanatçı olabileceklerinden ve ancak böyle olursa sanatlarıyla tiyatroyu ve dünyayı değiştirebileceklerini söyler.

Hayat dolu ve yetenekli oyuncu Stella Adler (Jacob Adler’in kızı) ile aralarında başlayan romantik arkadaşlık, Clurman’in yaşamında yeni bir sayfa açar. Stella’yi The Group Theatre’a katılmaya ikna eder. Hemen sonrasında, Clurman bize Amerika’nın en önemli tiyatro grubunun, The Group Theatre’in doğuşunu, gelişimini, onu benzersiz yapan özellikleri, ayakta kalma savaşını ve 1931-1940 yılları arasında Amerika’daki büyük ekonomik bunahım sırasında yarattığı başarıyı yaşatır.

Ardından, Clurman bizi (Stella Adler’le birlikte) Rusya’ya götürür. Orada Meyerhold ve Gordon Craig’le olan karşılaşmalarını ve Moscow Art Theatre’ı (Moskova Sanat Tiyatrosu’nu) anlatir. Sonra birlikte Paris’e giderler ve Constantin Stanislavsky ile karşılaşırız. (Bu Stella Adler’in yaşamının ve Amerikan oyunculuğunun dönüm noktasi olur). Clurman, Amerikan tiyatrosunun içinde bulunduğu durumu ve tiyatroyu değiştirmek için gereken cesareti anlatır. Amerika’ya, Group Theatre’a dönmeleriyle, Stella Adler ve Lee Strasberg arasındaki o “ünlü” yüzleşmeye şahit oluruz. Bu iki oyunculuk yöntemi arasındaki farkın ne öğreniriz. Clurman, bizimle oyuncular ve oyunculuk üzerine düşüncelerini paylaşır.

Clurman bize, Clifford Odets'in yazdığı “Waiting for Lefty” adh oyunun 5 Ocak 1935’deki ilk gösterisini, Amerikan tiyatro tarihinin bu en önemli akşamında yaşananları anlatir. Sonra ünlü bir yönetmen olarak, Londra, Japonya ve İsrail’deki deneyimleri ve bu deneyimlerden öğrendiklerini bir ders gibi bize öğretir. Clurman’t, Marlon Brando’yu oynayacağı ilk büyük role hazırlarken nasıl çalıştırdığını ve yönettiğini izleriz.

Ardından, Harold Clurman, Jacqueline Kennedy Onassis’le karşılaşmasını ve Washington D.C.’de, Kennedy Center’ın kurulmasındaki rolünü anlatır. J. Kennedy Onassis’i tiyatroya gitmeye davet eder, onlarla beraber bir taksiye biner, tiyatroda “Tartuffe”ü izleriz.

Ve Harold Clurman bize nasıl hep ileri gidebileceğimizi ve gelişebileceğimizi neşe ve tutkuyla anlatır.

Çev.: Ebru Gökdağ

Let it be Art!

 

 

 

© Copyright Ronald Rand 2003. All rights reserved.

  This site was designed by Doug Barron  –  Plaza desktop publishing.